Get Adobe Flash player

HİDAYET TÜRKOĞLU&GÜLŞAH ALTUNTECİM ÇAĞATAY RÖPORTAJI

HİDAYET TÜRKOĞLU&GÜLŞAH ALTUNTECİM ÇAĞATAY RÖPORTAJI

“NBA’de Bir Türk Devi”

 

           “Bir şekilde gençlerimize ilk başta bu sporu sevdirip; aralarından yetenekli arkadaşları fark edip, onları basketbola yönlendirmek istiyorum.”

 

1998 yılından bu zamana kadar Türkiye Millî Basketbol Takımı'nın formasını 269 kez giyen Orlando Magic takımının yıldız oyuncusu Hidayet Türkoğlu,NBA’de oynayan ilk Türkiye doğumlu basketbol oyuncusu olma özelliğine sahiptir. Hido lakabıyla çağırılan Hidayet Türkoğlu, 1999-2000 sezonun sonunda Efes Pilsen'den Sacramento Kings'e transfer oldu. San Antonio Spurs’de bir yıl forma giydikten sonra, 2004-2005 sezonundan beri Orlando Magic’te oynamaktadır. 2008'de 19,5 sayı, 5,7 ribaund ve 5 asist ortalamasıyla en çok gelişme kaydeden oyuncu (MIP) ödülüne layık görüldü. 2009'da takımıyla NBA finaline kadar gitmiş ancak Los Angeles Lakers'e seride 4-1 kaybetmiştir. 2.08 metre boyunda olan oyuncu kısa forvet (3 numaralı pozisyon) olarak görev almaktadır

Hidayet Türkoğlu ile Spor ve Gençler Üzerine Sohbetimiz;

Basketbol oynamaya nasıl başladınız? Sizi bu spora yönelten özel bir şey var mıydı?

Ağabeyimin sayesinde, biraz da tesadüfen bu spora başladım. Bir gün abimi ziyarete gitmiştim. O da basketbol oynuyordu ve  kendisinin eğitmenlerinin vermiş olduğu tavsiyelerle ben de bu spora başladım. Her geçen gün bu işte iyi ve yetenekli olduğumu fark edince oynamaya devam etmek istedim. Bu yüzden hayatımda o gün benim için hep şanslı ve önemli bir gün olmuştur. İyiki o gün abimi ziyarete gitmişim, bu bana bir vesile oldu ve basketbola başladım.

Sizce; sporu çocuklara sevdirebilmek adına eğitmenlerine düşen görevler nelerdir?

Özellikle eğitmenin, eğitici kişinin bilgili olması gerekir. Çocuklara vereceği eğitim için, ilk başta kendisinin uzman olması gerekir ki çocuklar bu eğitimi kapıp, aynı şekilde uygulasınlar. O yüzden her yaptığım spor organizasyonunda hep en seçkin eğitmenlerle çalışıp, çocuklara en iyi hizmeti vermeye çalıştım. Onlara bir şekilde faydalı olmak istedim. Sonuçta bu işleri yaptığınız zaman yarım yamalak yapmak bana hep ters düşmüştür. İşimi her zaman en iyi şekilde yapmaya çalıştım. O yüzden hem eğitimin hem de eğitmenin benim için ayrı bir önemi olmuştur.

Eğitimlerin disiplin, saygı ve sevgi çerçevesinde geçirilmesini sağlarım. Sporcular, eğitmenlerinin onlara yarattığı ortamda çok daha verimli çalışmaktadırlar. Bu nedenle eğitmenin de her yönden ortamı iyi ve sağlıklı tutması gerektiğine inanırım.

Peki, dünya çapında bir basketbolcu olmanızda size kimler yardımcı oldu?

Sonuçta belli bir noktaya gelirken, altyapıdan itibaren, bana çoğu insanın emeği olmuştur. Altyapılardan başlayıp A takıma, üst seviyeye kadar her antrenörün bana farklı bir faydası dokunmuştur. Hepsi benim iyi olmamı istemişlerdir. O yüzden hepsine ne kadar teşekkür etsem azdır. İnşallah bizim gençlerimize de böyle şanslar doğar ve önlerine iyi fırsatlar çıkar. Karşılaştıkları antrenörler onları en iyi şekilde yönlendirir ve iyi yerlere gelmelerini sağlayabilir.

Her basketbolcu ya da sporcu sizin yaptığınız, takdire şayan spor okullarını açmıyor. Siz bu güzel kuruluşları kurarken neler hissettiniz?

Bu işi gerçekten severek yapıyorum. Çünkü ben basketbolun içinden gelmiş bir insanım ve hayatım hep basketbol çevresinde geçti. Doğal olarak da işime bağlılığı bir borç bilmişimdir. Bir şekilde gençlerimize ilk başta bu sporu sevdirip, aralarından yetenekli arkadaşları fark edip, onları basketbola yönlendirmek istiyorum.

Çocuklarımıza ve gençlerimize spor yapmayı nasıl aşılayabiliriz? Ailelerin bu konudaki yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz?

Büyüklerimizden hep aynı şeyi rica ediyorum. Bazı konularda sabırlı olmaları gerekiyor. Ben de bir veliyim ve çocuklarımın geleceğini düşünüyorum ama bu bir anda olacak bir şey değil. Zamanla bazı farklılıkların oluştuğunu zaten görüyorsunuz. Yetenek anlamında, gelişim anlamında, o süreçte onu fark ediyorlar. O süreçte ben sabırlı olmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü belli bir noktadan sonra, herkesin basketbol oynamasını isterim ama önemli olan sporu spor gibi yapmaları. Spor kötülüklerden uzak tutar, güzel arkadaşlıklar kurmanıza yardımcı olur, sağlıklı bir şekilde beslenmenizi sağlar. Gençler belli bir yaşa geldikten sonra, velilere de burada büyük bir rol düşüyor.Bu noktada gençlerimizin arkasında dururlarsa inanıyorum ki gençlerimiz başarılı olacaktır. Öyle bir süreç geliyorki velileri de anlamak gerekiyor. Çünkü bu sporun bir garantisi yok. Sakatlığı bol olan, geleceği olmayan bir spor. O yüzden velilerimiz daha çok çocuklarının akademik başarısını düşündükleri için doğal olarak zaman zaman spora devam edip, etmemeleri konusunda ikilem yaşıyorlar. O süreç çok önemli, o süreçte gençlerimizin arkasında durmaları çok önemli.

Sporun; çocuklara ve gençlere fiziksel ve zihinsel katkısı nedir?

Spor herkesin herkesin yapılmasını tavsiye ettiği, sağlıklı bir yaşam açısından önem arzeden ve iyi beslenme, disiplinli yaşam ve de düzgün çevreyle birlikte zindelik sağlayan bir etkinliktir. Sonuçta küçük yaşta edinmiş olduğunuz disiplinlerin olgun yaşınızda da  faydalarını görüyorsunuz. Yetişkin insanlar da spor sayesinde gerek iş, gerek özel hayatta sportif bakış açısı ile yaşamlarını koordine edebiliyor. Spor yediden yetmişe her insanın hayatında az da olsa bir yere sahip olmalıdır.

Spor okullarında ve yaz okullarınızda gençleri ve çocukları nasıl bir ortam bekliyor? Nasıl faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

Ümraniye’de, Kadıköy St. Joseph’te ve Acarkent’te olmak üzere üç farklı yerde yaz okulum var. Öncelikle çocuklarımızın yazı boş geçirmemelerini sağlıyoruz. Sporla birlikte, hem eğlencelihem de tatille birlikte keyif alacakları bir yaz planlıyoruz. Farklı branşlara çocuklarımızı yönlendirip, onlara güzel vakit geçirtiyoruz. Geçen haziran ayında Çeşme’de bir basketbol kampı yapmıştık. Orada çocukların farklı insanlarla birlikte olmasını ve  yeni arkadaşlıklar edinmelerini sağladık. Değişik organizasyonlarla hem velilerimizin rahat bir yaz dönemi geçirmelerine olanak veriyor, hem deçocuklarını iyi bir organizasyona emanet ettikleri güvencesini veriyoruz. Onlarında kendilerine güzel vakit ayırabilmesi için iyi bir süreç diyebiliriz. Şu ana kadar aldığım yorumlar çok mutluluk verici. Herkese ne kadar teşekkür etsem azdır. Eğitmenlerimi de unutmamak gerekir. Sonuçta;her ne kadar tesisleri ziyaret etsem, çocuklarla vakit geçirsem de kampın büyük bölümünün sorumluluğunu eğitmenlerimiz üstleniyor. Onlara buradan ne kadar teşekkür etsem az..